0 Yorum
4 Gece 5 Gün
Özel Tur
22 kişi
___
GENEL BAKIŞ
Anadolu coğrafyası tarihin başından beri verimli toprakları ve stratejik konumu dolayısıyla birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Helenistik dönemin en görkemli topluluklarından Likya Medeniyeti, günümüzde Türkiye sınırları içerisinde bulunan, Fethiye’den Antalya’ya kadar uzanan tarihi bir medeniyettir. Bu coğrafyada kurulan birçok şehir antik Yunan dönemi ve Roma döneminde de kullanılmış olup, kalıntıları günümüze dek ulaşmıştır. Bu antik şehirler arasında ulaşımı ve ticareti sağlayan antik yollar mevcuttur. Günümüzde arkeologlar tarafından tespit edilen bu yol yaklaşık olarak 530 kilometre uzunluğunda olup Likya Yolu olarak adlandırılmaktadır.
Arkeoloji, antropoloji ve tarih bilimiyle uğraşanların, geçmişi aydınlatan birçok izler keşfettiği bu coğrafya biz doğa severler için de tarihin ve doğanın eşsiz birlikteliğine tanıklık edeceğimiz bir eser niteliğindedir. Turistik olarak değerlendirildiğinde uluslararası düzeyde eleştirmenlerden tam not almış, Dünyanın en iyi yürüyüş rotaları arasında gösterilen Likya Yolu’nu; Ege’nin ve Akdeniz’in kesişimini, yeşilin ve mavinin uyumunu bizimle birlikte keşfetmeye hazırlanın.
Kültürel ve coğrafi anlamda yetkinliğe sahip, Likya Yolu konusunda uzmanlaşmış aynı zamanda yürüyüş ve tırmanış eğitimine sahip rehberimiz eşliğinde; bugüne dek uygulanan programların aksine, eğlence ve konforu, tarihi ve doğal güzelliklerle harmanladığımız programımızda birçok farklı deneyimler yaşayacaksınız. İnsan eli değmemiş Çukuryurt Plajı, ve bu dünyaya ait olduğuna şaşıracağınız Patara Kum Tepeleri bu etkinlikte karşınıza çıkacak sembol noktalardan sadece birkaç tanesi.
Programımız seçkin tesislerde konaklayıp, Anadolu mutfağının leziz yemeklerini tadarak; değerli misafirlerimizin konforundan ödün vermeden tamamlanmak üzere planlanmıştır. Bu özel rotayı birlikte tekrar keşfetmek üzere sizleri bu yolculuğa davet ediyoruz.
TURUN ÖNE ÇIKAN ÖZELLİKLERİ
Camption ÖZEL DENEYİMLER
Misafirlerimizi Dalaman Havaalanı’nda sıcak bir karşılamayla Ölüdeniz’e transfer ediyoruz. Farklı varış saatlerine göre programımızı organize edip, devamında Likya yolu konusunda uzman rehberimiz öğle yemeği ile birlikte temel yürüyüş eğitimi, yürüyüş esnasında dikkat edilmesi gerekenler, programın detayları ve acil durumlarda yapılması gerekenler alakalı bir sunum gerçekleştiriyor. Ardından transfer ile Likya Yolu Başlangıç Noktası’na ulaşacağız. Birkaç kilometre ilerledikten sonra Montana Seyir Tepesi’nde Ölüdeniz’i panoramik bir şekilde izleyerek yolumuza devam ediyoruz. Patika bizi eşsiz manzaralar eşliğinde Kirme köyüne ulaştırıyor; patika üzerinde Babadağ’dan atlayan paraşütçüleri gözlemleyebiliyoruz. Doğanın etkileyici güzelliğiyle başbaşa kaldığımız yürüyüşün devamında ise araçla Faralya köyüne inip tesisimize geçiyoruz.
Faralya köyünde kahvaltımızı yapıp yolculuğumuza devam ediyoruz. Kelebekler vadisine paralel olarak yürüdüğümüz bu patika bizi, bu büyüleyici vadinin dokusunu bütünüyle keşfetmemizi sağlıyor. Yolumuzun üzerinde Ege’nin eşsiz koylarının arasından süzülen deniz manzarası yolculuğumuza keyif katıyor. Yolculuğumuzda önce Aktaş Plajı’ndan geçiyoruz; sonrasında ise Çukuryurt Plajı bizleri karşılıyor. Çukuryurt Plajı’na inebilmek için hafif zorlukta bir iniş rotası takip etmemiz gerekiyor; ancak, sonrasında yüzme için ayırdığımız vakit yorgunluğun tamamını götürüyor. Kısa bir yüzme molasından sonra Kabak Koyu’na doğru yola çıkıp tesisimize geçiyoruz.
Sabah erken saatlerde yürüyüşüme Kabak Koyu’ndan başlayıp Alınca’ya doğru ilerliyoruz. Deniz seviyesinden yukarıya yaptığımız yürüyüşte rotamızdan ayrılıp ilk durağımız olan şelaleye varıyoruz (umuyoruz ki kuraklıktan ötürü akmayan bir şelale görmeyiz). Burada ayaklarımızı suya sokarak ferahlayıp yeniden rotamıza çıkıyoruz. Arkamızda bıraktığımız Kabak Koyu’nun bize sunduğu keyifli manzara noktaları eşliğinde Likya yolunun en güzel manzaralarından birine sahip Alınca köyüne ulaşıyoruz. Devamında ise coğrafyanın bize sunduğu güzellikler eşliğinde, denize dik konumlanmış kayaların üzerinden, panoramik Yediburunlar manzarası ile yürüyüşümüze başlıyoruz. Manzara noktalarında eşsiz Cennet koyu ve Kalabantia manzarasını görmek yürüyüşümüze keyif katıyor. Ge Köyü’ne doğru yemyeşil vadilerin arasından ilerliyoruz ve inişli çıkışlı yürüyüşümüzün ardından otelimize yerleşip dinlenmeye geçiyoruz.
Kahvaltımızın ardından Ge Köyü’nü ardımızda bırakarak Patara’ya doğru ilerliyoruz. Artık manzaramızı Akdeniz’in eşsiz maviliği süslemeye başlarken rotamız önceki günlerde edindiğimiz yüksekliğin azalmasıyla devam ederek deniz seviyesine ulaşıyor. Dik kayalıkların ve zorluk seviyesinin nisbeten yüksek olduğu Gavurağılı inişi; rotanın en keyifli anlarına tanıklık edeceğimiz yerlerinden bir tanesi. İnişi tamamladıktan sonra Karadere’ye ulaşıyor ve tesisimize geçiyoruz.
Sabah erken saatlerde tesisimizden ayrılıp Patara’nın büyüleyici kumsallarına doğru ilerliyoruz. Patara Kum Tepeleri’ne vardığımızda programımızı tamamlamış bulunuyoruz. Dönüş uçak transferlerinin saatlerine göre ayarlanacak şekilde Patara Antik Kenti’ne gezi düzenlemeyi planlıyoruz. Sonrasında ise havaalanı transferiyle siz değerli misafirlerimizi sayısız güzel anı ve muazzam deneyimlerle uğurluyoruz.
Bir cevap bırakın