Bozcaada Cunda Adası

Gece yolculuğumuz ardından, sabahın erken saatlerinde yol güzergahında verilecek kahvaltı molası sonrasında, üzüm bağlarının arasından, muhteşem bir kekik kokusu eşliğinde, denizde yapacağımız yolculukla müptelası olacağımız yer olan Bozcaada’ya doğru hareket ediyoruz. Ezine ilçesi Geyikli iskelesine ulaşıyor, buradan bineceğimiz feribotla yaklaşık yarım saat süren bir yolculuk sonrası ulaşacağımız Bozcaada’daki ilk durağımız Bozcaada Kalesi olacaktır. Kale gezimiz sonrası Bozcaada ara sokaklarında dolaşarak geçmiş Bozcaada yaşamının izlerine rastlayacağız . Adada enfes balıklarından tadabileceğiniz balık restaurantlarında öğle yemeği için serbest zaman veriyoruz. Öğle yemeğimiz ardından dileyen misafirlerimiz serbest zaman diliminde Rüzgâr Güllerini görerek, Ayazma plajında denize girebilirler, dileyen misafirlerimiz ise serbest zamanda Bozcaada’nın meşhur reçellerini ve kurabiyelerini alabilir aynı zamanda Bozcaada üzümlerinden üretilen şaraplarından tadabilirler. Serbest zaman sonrası, bu şirin adadan ayrılarak tekrar feribotla ulaşacağımız Geyikli iskelesinden bizi bekleyen otobüsümüzdeki yerlerimiz alarak Assos (Behramkale’ye) hareket ediyoruz. Behramkale Köyü’ne vardıktan sonra köyün girişinde aracımızdan inip 238 metre yükseklikte andezit bir kayaç üzerine kurulmuş olan Assos Antik Kenti’nin akropolüne çıkıyoruz. Rehberimizin anlatımı eşliğinde antik dönemin İlk Dor Düzeni ile yapılmış olan Athena Tapınağını görüyoruz. Assos’da vereceğimiz serbest zamanda köy içerisinde kentin meşhur fincanda pişen sakızlı Türk kahvesini yudumlayabilir ya da alışveriş yapabilirsiniz. Serbest zamanımız sonrası Assos’dan ayrılıyor ve konaklayacağımız otelimize yerleşiyoruz.

Sabah otelde alacağımız kahvaltımız sonrası göz alabildiğine uzanan zeytinlikleri ve koyları kuşbakışı seyretmek için çam ormanlarıyla kaplı Ayvalık Adasına hakim yüksek bir tepe olan Şeytan Sofrasına varıyoruz. Günümüze güzellik katacak sabah kahvaltımızı burada aldıktan sonra, Şeytanın ayak izini simgeleyen demir kafes içindeki izi görüyoruz. Midilli Adası’nın yer aldığı manzara eşliğinde fotoğraflarımızı çekerken çaylarımızı yudumluyoruz. 22 adasıyla adeta bir yeryüzü cenneti olan Ayvalık merkeze doğru hareket ediyoruz. Yol üzerinde Cennet Tepesi’ne uğruyor, burada, Ayvalık, Cunda ve Adaların muhteşem manzarasında fotoğraf çekimi için kısa bir mola veriyoruz. Daha sonra, taş döşeli yolları, birbirinden güzel taş evleri ve kilise kalıntıları ile şirin Ayvalık sokaklarını gezmeye başlıyoruz. Ayvalık’ın Neo-Klasik dönem mimarisini ve sarımsak taşının mimari ile uyumunu gözlemleyip, fotoğraflarımızla bu güzellikleri ölümsüzleştiriyoruz. Ayvalık gezimiz sonrası Cunda’ya devam ediyoruz. Cunda Adası’na giderken, Cunda’nın yeni köprüsünden, daha sonra da ülkemizin ilk Boğaz Köprüsü’nden geçiyoruz. Cunda merkezine ulaştığımızda, Arnavut kaldırımlı dar sokakları, eski Rum evleri ve rengârenk kafeleriyle büyüleyici bir yer olan bu şirin adayı geziyoruz. Koç Ailesi tarafından restore edilerek, İstanbul ve Ankara’daki Rahmi Koç Müzeleri’nin devamı niteliğinde, içinde oyuncaklar ve antika arabaların bulunduğu bir müzeye çevrilen Taksiyarhis Kilisesini ziyaret ediyoruz. 150 yıllık Taş Kahve’de molamız sonrası enfes balık ve mezelerden veya çıtır çıtır bir ayvalık tostundan tadabileceğimiz öğle yemeğimizi almak için serbest zaman veriyoruz. Cunda’da verilen serbest zaman sonrası Antalya’ya dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Gerekli molalarımız ve neşeli yolculuğumuz sonrasında GECE saatlerinde Antalya ‘ya varıyor ve siz değerli misafirlerimizi aldığımız noktalarda bırakarak yeni turlarımızda sizleri tekrar görmek üzere vedalaşıyoruz.